Anglais | Turc | |||
---|---|---|---|---|
Phrasals | ||||
Phrasals | hover between v. | arasında gidip gelmek | ||
For nearly a month, Tom hovered between life and death. Tom yaklaşık bir ay boyunca ölümle yaşam arasında gidip geldi. More Sentences |
||||
Phrasals | hover between v. | arasında ikircikte kalmak | ||
Phrasals | hover between v. | ikilemde kalmak | ||
Phrasals | hover between v. | arasında kararsız olmak | ||
Phrasals | hover between v. | arasında/havada asılı kalmak | ||
Phrasals | hover between v. | arasında kararsız kalmak | ||
Phrasals | hover between v. | arasında bocalamak | ||
Phrasals | hover between v. | arasında tereddütte kalmak | ||
Phrasals | hover between v. | arasında karar verememek |